Seçimimiz olmayan bir dünyada seçimimiz olmayan bir coğrafyada ve bir bedenle dünyaya geldik. Dünya hiçbir zaman bizlere acılardan, karmaşadan ve zorlanmadan tamamen arınmış huzurlu bir ev olmadı. Sanki günümüzde yaşam daha zor ya da bizler öyle algılıyoruz. Kendimizin ve dünyanın acı çekmesine neden olan alışkanlıklarımız adeta yardım için sesini yükseltti. Tek bildiğimiz şey ise bir şeylerin değişmesini istediğimiz.
Dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline gelmesi için yeterince bilgiye sahibiz fakat bunu eyleme dönüştürecek becerilerimiz çoğu zaman yetersiz kalıyor. Bilmekten yapabilmeye geçmek sanki artık daha da önemli.
Acının kaçınılmaz olduğu bu yaşamda acı çekmenin bir seçim olduğunu fark etmek ve ettirmek; zorlayıcı duygu ve durumlarda acı çekmenin en önemli sebebinin durumdan çok onunla ilgili duygu ve düşüncelerimiz olduğunu anlayalım. Ve bizi zorlayan her ne varsa onunla yeni bir ilişki biçimi kurmak mümkün.
Şimdiki anda içinde bulunduğumuz durum ve koşullar her ne olursa olsun onları şu an için değiştiremesek de onlarla ilişki biçimimizi değiştirme yetisine sahibiz. Bu değişime belirsizliğin evrenselliğini, kontrolümüzün güçsüzlüğünü ve yaşamda değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu fark ederek başlamaya ne dersiniz?
Evrenin bir parçası olarak küçük ve önemsizken yaşadığımız her şeyden daha büyük ve onları kapsayabilecek kadar dayanıklı olduğumuzu fark edelim.
Ne de olsa; her şey geçer, iyi şeyler geçer, kötü şeyler de..
Nezaketle
Bu günlerde kendine nazik ol.
Bazen derindeki akıntılar
kalplerimize düğümleri getirir
ve fark etmeyiz
ve kolayca akar
ama neden
yorgun, kızgın veya huysuz
olduğunu merak et.
İçindeki bilge ninenle
oturman için kendine nezaketle izin ver.
Ve kendine izin ver
yeniden onun kollarında küçük bir çocuk olmaya,
ve her ne gelirse gelsin
gelmesine izin ver.
Ve küçük çocuğun ağlaması
sona erince
onu nezaketle tekrar ayağa kaldır
ve onu dünyaya yeniden usulca salıver.
Ve sadece ninelerin yapabileceği gibi otur,
sakin ve sağlam
bilge, parıldayan gözlerle
bu çılgın dünyanın
iniş ve çıkışların ortasında.
- Rachel Holstead
-Prof. Dr. Zümra ATALAY'ın "İnsan Hali" adlı TV programından alınmıştır.
Comments