top of page
Yazarın fotoğrafıMindfulness Institute

Hoşumuza Gitmeyen Düşüncelerimizle İlişkimizi Nasıl Değiştirebiliriz?

Bazı düşünce süreçlerimiz yoğun ölçüde inatçı ve dirençli olabilir. Hatta duyguyla çok yüklü olduklarında objektif bir gözlem yapamayacağımız kadar içinde kaybolabiliriz. Bazı düşünceler çok güçlü olabilir ve farkında olmadan çok derine gömülmüş olabilir.

kırmızı elbiseli düşünen kadın

Bu durumlarda düşüncelerin içeriğini sorgulama ve gerçeklik kontrolü yapma gibi bilişsel stratejiler de çok yararlı olabilir. Bu tür stresli ve hoşumuza gitmeyen düşünceler belirdiğinde atılacak ilk adım, düşüncelerle savaşmadan bilinçli olarak farkında olmak ve onlar yüzeye çıkmadan kendimizi eleştirmemek olmalıdır.


Kendimize karşı nezaket ve kendimizi ve düşüncelerimizi olduğu gibi kabul etmek, özellikle de zor durumlarda çok yardımcı olabilir. Sonra da eğer düşünceler stres verici, çalkantılı ve ısrarcıysa bunları bir süreliğine durdurmak ve gerekli sorgulamayı yapmak için farkındalık eşliğinde karar verebiliriz.


Kendimize Yineleyen Zor Düşüncelerle İlgili Sorabileceğimiz Yardımcı Sorular


  • Bu düşünce doğru mu? Bunu kanıtlayan bir şey var mı?

  • Bu düşünce olmak istediğim yere ulaşmakta bana gerçekten yardım ediyor mu? 

  • Benim durumumda olmayan biri ne düşünürdü?

  • Buna daha sonra nasıl tepki vereceğim, yarın ya da gelecek yıl?

  • Olabilecek en kötü şey ne? Eğer olursa gerçekten korkunç olacak şey ne?

  • Bu durumla ilgili en kötü senaryo ne olurdu?

  • Yaşamımda daha önce bu gibi bir durumla karşılaştım mı, karşılaştıysam nasıl baş ettim?

  • Eğer bir arkadaşım bu durumda olsaydı ona ne söylerdim?

  • İyi bir arkadaş bu durum hakkında bana ne söyler?

  • Bu durumda daha güvende ve cesur hissetmemi sağlayacak bir şey var mı?

siyah beyaz pencereden dışarı bakan insan

Özellikle düşündüğümüz şeyler bizde suçluluk ve utanç ortaya çıkartıyorsa bu düşünceleri kabul edebilmek ve onlarla mücadele etmeden mesafe alabilmemiz için kendinize şunları söylemek çok yardımcı olabilir:

  • "Hata yapmaya hakkım var. Bir şeyi başaramamaya hakkım var. Bazı zayıflıklarımın olmasına hakkım var."

Değiştirilemeyecek durumlarda bakış açımızı değiştirmek için kendimize şu soruyu sorabiliriz:

  • "Bu durumdan ne öğrenebilirim? Bu durumda ne gibi bir anlam veya anlayış bulabilirim?"


Düşünce ve davranışlarımıza verdiğimiz bilinçli bir dikkatin eksikliği dışında farkındalığımızı engelleyen en önemli bir diğer neden de önceden yaptığımız planlarımızı katı bir şekilde uygulamaya çalışmadaki ısrarımızdır. Örneğin niyetlendiğimiz iş; bir yemek hazırlama, misafir ağırlama, şirkette bir sunum, hatta çocuğu parka götürmek gibi gündelik hayatın bir parçası olabilir. Yaptığımız planın, her ne olursa olsun planladığımız gibi gitmesiyle o kadar ilgileniriz ki, içinde bulunduğumuz anda gerçekten neler olduğuna bakamayız.


Hoşa giden veya gitmeyen, o anda yaşananların bize kazandırdığına yeterince dikkatimizi veremeyiz. Planladığımız şeylere, belki de aklımıza gelmeyen başka şekillerde ulaştığımızda bunu fark edemeyecek kadar kafamızdaki hikâyenin biçimselliğine takılmış olabiliriz. Bu da, fırsatları fark etmemizi, beklenmedik güzel deneyimleri yeterince takdir etmemizi, karşılaştığımız çeşitli zorluklardan sağlam tecrübeler kazanmamızı engelleyecek bir tutuma dönüşür.


doğada insan

"Hoşumuza Gitmeyen Düşünceler ve Hayatımızdaki Öncelikleri Yeniden Keşfetmek"


Aslında biraz olsun düşündüğümüzde, bizim için önemli gördüğümüz ve katı bir şekilde pek çok diğer önceliğimizden taviz vererek gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimizin çok azının bizim için gerçekten önemli olduğunu fark edebiliriz.


Örneğin hayatlarımızın sonuna yaklaştığımızda genellikle daha başarılı, daha zengin, daha güçlü olamadığımız için üzülmeyiz. Bizimle artık devam edemeyecek diğer yüzeysel hedeflerimize ulaşamadığımız için o kadar pişmanlık duymayız. Ancak, yakın ilişkilerimizi iyileştirmekle meşgul olmadığımız ve hayatlarımızın sıradan görünen süreçlerine daha fazla ihtimam etmediğimiz için pişmanlık duymamız daha muhtemeldir. Buna rağmen, hayatımıza gerçekten anlam katacak ve başkalarının iyiliğini de ilgilendirebilecek yakın insani ilişkilerimizi ve değerlerimizi nasıl olsa her zaman ulaşılabilir düşüncesiyle hep ertelemiş olabiliriz.


Prof. Dr. Zümra ATALAY'ın "Mindfulness: Bilinçli Farkındalık" adlı kitabından alınmıştır.

Etiketler:

0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page