top of page

Sen "HİKAYEN" Değilsin


bardak aynada buza bakıyor

Bazen hikayelerimiz bizi kısıtlar.

Hikayelerimiz bizi olduğumuz insan olarak tanımlamakla birlikte kendi oluşturduğumuz hapishanemizde kilitli tutar.


Tüm ihtiyacımız olan şey aslında dünyanın bizlerin algıladığı gibi olamama olasılığını hatırlamaktır.  


Ve sana bir sır vereyim mi?

Sende olan şey sen değilsin.

Sadece sana olan buydu. 

Sen hikayen değilsin. 

Geçmişin değilsin. Olacağını düşündüğün geleceğin de değilsin. 


“Hoşuna gitmeyen düşüncelerden ve hikayelerden kurtulmak için başka düşüncelere ve hikayelere ihtiyacın yok.”  Korkmadan, sadece düşündüğünü gözlemleyebilir misin?


Alelacele bir çare aramaya gerek olmayabilir…

Cesaretle, hikayelerine, seni zorlayan alışkanlıklarına, kısacası sende olanlara yüzünü dönebilir misin?  Bakabilir misin?


Her seferinde sabırla, olduğu haliyle, hedefe koşmadan bakmaya devam et.

Zorlanmayla rahatlığı bir araya getirebilir misin?  Zorlanmalarına rahatlıkla bakabilir misin?


Unutma!

“Rahatlık bir hedef değil, yoldur.” 


Düşüncelerimiz elbette önemli. Fakat onların yanılsamalı doğalarını fark etmek gerekir. Hikayelerimizin ağırlığını her gün yanımızda taşıyoruz ve gerçek özgürlüğe ulaşmamızı engelleyebilirler.


Ve sadece hikayeniz olmadığınızı bilirseniz, bugün istediğiniz şekilde başlayabilirsiniz.


Unutmayın ki şairin dediği gibi; herkesin bir hikayesi vardır ama herkesin bir şiiri yoktur.

elleri havada dans eden kız

Yaban Kazları

İyi olmak zorunda değilsin.

Tövbe edip dizlerinin üzerinde

Çölde yüz mil sürünmek zorunda değilsin.

Bedenindeki uysal hayvanın sevmek istediği şeyi sevmesine

İzin ver yeter.

Bana umutsuzluğunu anlat, seninkini, ben de benimkini anlatayım

Bir yandan dünya dönerken.

Bir yandan güneş ve yağmurun berrak çakıl taşları

Manzaranın içinde gezinirken,

Çayırların ve derin ağaçların,

Dağların ve nehirlerin üzerinde.

Bu arada yaban kazları masmavi göğün yüksekliğinde

Eve dönüyor yine.

Her kim isen, ne kadar yalnız isen,

Dünya kendini senin hayal gücüne armağan eder,

Seni yaban kazları gibi çağırır, hoyrat ve heyecanlı,

Yine yeniden kendi içindeki

Yerini bildirerek.

-Mary Oliver


-Prof. Dr. Zümra ATALAY'ın "İnsan Hali" adlı TV programından alınmıştır.





 
 
 

Comments


bottom of page