Mindfulness
Bilinçli Farkındalık
Mindfulness
Mindfulness- Bilinçli Farkındalık, şimdiki an içerisinde gerçekleşenlere dikkat etmeyi, bu dikkatin niteliğini fark etmeyi ve tüm bu fark edilenleri nezaketle, yargılarımızın farkında olarak kabul etmeyi içerir.
Bilinçli farkındalık sadece şimdiki anda yaşamak ve şimdiki anı fark etmek değildir ve anlaşılması gereken iki boyutu vardır. İlk boyut mevcut an içinde olanları fark etmek, ikinci boyut ise tüm bu fark ettiklerimizi karşılama biçimimiz. O yüzden bilinçli farkındalığa, algılama ve algılananı kabul etmenin karışımından oluşan bir yaklaşım diyebiliriz çünkü sadece algılamak, dikkatten ibarettir; bilinçli farkındalık ise mevcut anı bilinçli bir akıl açık, sevgi ve şefkat dolu bir kalple algılamaktır.
Mindfulness’ın kavramsal değil, deneyimsel olduğunu söylemek çok da yanlış olmayacaktır. Aşağı yukarı hepimiz yaşamda ne yapmamız gerektiğini biliyoruz fakat uygulamaya gelince sınıfta kaldığımızı söyleyebiliriz. Mindfulness bu anlamda bize kavramsal olarak ne yapmamız gerektiğini öğretmenin yanı sıra bunları hayata geçirmeyi sağlayacak bir dizi beceriyi kazandırır.
Bilim ve Mindfulness
Mindfulness (Bilinçli Farkındalık), Budist felsefeye dayanıyor olsa da mevcut haliyle hiçbir dini ya da felsefi akımla bağlantılı değildir. Mindfulness ve onu temel alan uygulamaların en güçlü yanı bilimsel açıdan desteklenmiş olmasıdır. Mindfulness ve Mindfulness temelli yaklaşımlar dünya üzerinde hem klinik alanda hem de günlük yaşamda yaygın bir şekilde kullanılıyor. Konuyla ilgili ilk çalışmaları Prof. Dr. Jon Kabat Zinn, MIT (Massachusetts Institute of Technology) Üniversitesi Mindfulness Merkezi’nde gerçekleştirmiştir. Prof. Dr. Jon Kabat Zinn Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Temelli Stres Azaltma Programını (MBSR) oluşturan kişidir.
MBSR; fiziksel ya da zihinsel bir takım şikayetleri olan farklı özelliklerdeki hastalara uygulanır. Günlük yaşamda stres ve zorlukları yönetebilmenin yanı sıra kaygı, öfke veya bunun dışındaki birçok zorlayıcı durum ve duygularla beraber kalabilmek, duyguları düzenleyebilmek, yaşamsal zorlukları kabul edebilmek ve iyilik halini sağlayabilmek için kullanılmaktadır.
Mindfulness ile ilgili yapılan araştırmaların büyük bir kısmını mindfulness temelli programların etkinlikleri oluşturmaktadır. Bu alanda yapılan araştırmalarda genellikle gruplar üzerinde çalışılır. Mesela; Kanser hastaları, kronik ağrısı olanlar, tükenmişlik sendromu yaşayanlar, öncesinde depresyon geçirmiş stabil durumdaki hastalar, bağımlılar, öğrenme güçlüğü çeken çocuklar, otistik çocuklar…
Kısacası hastanelerde, okullarda, anasınıflarında, ergenlikte, geriatride, ebeveynlerde, ilişkilerde ve daha birçok alanda Mindfulness temelli stres azaltma programlarından elde edilen bulgular ve grupların ihtiyacına göre düzenlenen Mindfulness temelli programlardan alınan veriler büyük umutlar vaat ediyor. Ayrıca bireysel terapilerde bu yönelimle müdahale edilebilir.
Hepsinin ötesinde herhangi bir desteğe ihtiyaç duymadan kendi kendimize yardım edebilmek için yaşamsal bir yön gösterir. Bunu da okumalar ve uygulamalarla kendimiz yapabiliriz.
Dünyada Mindfulness
Oxford Üniversitesi’nde, Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Merkezi Psikiyatri departmanına bağlı olarak 2008 yılından bu yana yüksek lisans, araştırma ve eğitim faaliyetleri yürütülmektedir. Mindfulness Temelli Kognitif Terapi (MBCT) Oxford Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından geliştirilmiştir.
Exeter Üniversitesi de 2004 yılından bu yana üniversitenin bir birimi olarak Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Merkezinde yüksek lisans, eğitim ve araştırma hizmetleri veriyor.
Bangor üniversitelerinde 2001 yılında Prof. Mark Williams tarafından kurulan Bangor Üniversitesi Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) Merkezi de Psikoloji Bölümüne bağlı olarak eğitici eğitmenliği programları ve bilimsel araştırmalar merkezi olarak çalışmaya devam ediyor.
Ayrıca Stanford, UCLA, Nottingham, Utah, New Castle ve IOWA üniversitelerinde de Mindfulness uygulama ve araştırma merkezleri bulunuyor.
Türkiye’de Mindfulness
Türkiye’de MEF Üniversitesinde Prof Dr. Zümra Atalay’ın başında olduğu YÖK onaylı bir Farkındalık uygulama ve araştırma merkezi açılmıştır. Bu merkezde mindfulness temelli yaklaşımlardan Mindfulness temelli stres azaltma programı ve mindfulness temelli bilişsel terapi uygulamaları, araştırmalar ve projeler yürütülmekte aynı zamanda da şirketlere eğitimler verilmektedir.
Prof. Dr. Zümra Atalay, kurucusu olduğu Mindfulness Institute bünyesinde yetmişi aşkın MBSR (Mindfulness Temelli Stres Azaltma) ve MBCT (Mindfulness Temelli Bilişsel Terapi) programları düzenlemiştir. Mindfulness alanında 200’den fazla konuşması vardır. 2016 yılından beri Mindfulness (Bilinçli Farkındalık) konferansları düzenlemektedir. Atalay’ın doktora tezi mindfulness ve şefkat konuları üzerinedir. Mindfulness ve Şefkat alanında 5 kitabı, uluslararası indekslerde taranan ve ulusal hakemli dergilerde makaleleri, ulusal ve uluslararası kongrelerde bildirimleri, kitap bölümleri, yüksek lisans ve doktora düzeyinde vermiş olduğu dersleri, danışmanlığını yaptığı yüksek lisans ve doktora tezleri bulunmaktadır.
UYGULAMALAR
Formal mindfulness uygulamaları belirli bir zaman ayrılarak rehber eşliğinde veya kendi kendimize yapılan meditasyonlar, odaklanma egzersizleri gibi çalışmalardır. Formal uygulamalar Mindfulness’ı günlük yaşam geçirmemiz için önemlidir.
Beden taramasında katılımcılar dikkatlerini sırasıyla bedenlerinin farklı bölümlerine odaklarlar, yargılamadan her bölgede var olan hisleri fark ederler.
Oturma meditasyonunda katılımcılar nefes alıp verirken beliren hislerin farkındalığını bazal bir odaklanma olarak kullanırlar, bedenlerindeki diğer hisleri fark ederken çevrede sesler, düşünceler ve duygu düzeylerini dikkatin ön veya arka planına bilinçli bir biçimde alırlar.
Bütün çalışmalarda temel alınan şey “anda kalabilmektir”, uygulamalar yapılırken aslında anda kalma becerisini geliştiriyoruz. Diğer yönü ise bu yönlendirilmiş meditasyonlarda, hissettiğimiz her ne ise, doğru veya yanlışın olmamasıdır. Her ne olursa olsun hissettiklerimizi ya da hissedemediklerimizi şefkatli, yargısız ve açık bir farkındalıkla ele almaktır.
Bütün yönlendirmeler bu tutumları geliştirme, o anda yaşanan her ne varsa onu olduğu gibi algılayabilmek üzerinedir. Bu uygulamalar formal olan uygulamalardır; informal uygulamalar ise bütün bu öğrenilenlerin günlük yaşama uyarlanmasıdır.